Özel jetlerle ilgili son tartışmaların da bize hatırlattığı gibi, sürdürülebilir kalkınma 21. yüzyılın en önemli konularından biridir. Basitçe ifade etmek gerekirse, sürdürülebilir kalkınma ve toplumumuzun çevremiz üzerindeki etkileri hepimizi ilgilendiriyor. Havacılık endüstrisi için çevreye saygı, yarının uçaklarının teknolojik gelişiminde önemli bir faktördür. Peki ama 2050 dekarbonizasyon hedeflerine nasıl ulaşabiliriz? Sürdürülebilir kalkınma açısından havacılık sektörünün karşılaştığı zorluklar nelerdir?
Havacılık sektörünün mevcut durumu
Rakamlarla havacılık sektörü
GIFAS‘a göre, Fransız havacılık ve uzay endüstrisi 55,2 milyar Avro ciroya sahiptir. 1 Ocak 2022 ile bugün, 8 Eylül 2022 arasında havacılık ve uzay satışları 34,79 milyar Avro’ya ulaşmıştır. Dahası, Fransa’da her yıl 170 milyon yolcu taşınmaktadır. Çevresel etkisi açısından, sektör her yıl 660 milyon ton CO2 üretmektedir ve bu da küresel emisyonların %3‘üne karşılık gelmektedir.Bu rakamdan, havayolu emisyonlarının yaklaşık %99 ‘ unun ve havalimanı emisyonlarının yaklaşık %50 ‘sinin yakıt tüketimiyle bağlantılı olduğunu biliyoruz.
Sürdürülebilir kalkınma açısından havacılığın hedefleri
2050 hedefi havacılığın karbonsuzlaştırılmasıdır. Başka bir deyişle, riskler yüksek. Uçakların kendilerine güç verecek başka bir yakıt türü bulmaları gerekecek. Günümüzde tüm sivil havacılık uçuşları fosil yakıtlarla yapılmaktadır. Hepimiz klasik parafine aşinayız. Gazyağı son aylarda ağır vergilendirmeye tabi tutuldu ve şüphesiz önümüzdeki yıllarda da böyle olmaya devam edecek.
Yukarıda verilen rakamlara göre ilk çözüm SAF: Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı kullanmaktır. Geleneksel fosil yakıtlara alternatif olan bu yakıt halihazırda geliştirilmiş ve ticari uçaklarda test edilmiştir. Ancak henüz çoğunluk tarafından kullanılmıyor. Peki neden büyük ölçekte kullanılmıyor?
Havacılık sektöründe FAS kullanımı

SAF kullanmanın faydaları
FAS, havacılık sektöründe sürdürülebilir kalkınma için büyük bir avantajdır. Bu yakıt türü halihazırda geliştirilmiştir ve risksiz bir şekilde kullanılabilir. Bunlar avantajlardan sadece bazılarıdır:
- SAF üretimi CO2 emisyonlarını geri dönüştürür.
- Kullanım sırasında açığa çıkan mikro partiküllerde azalma: SAF kullanıldığında partiküllerde %90 azalma olur, bu da hava kalitesi için bir artı puandır.
- Enerji verimliliği: FAS kullanımının enerji verimliliği, geleneksel bir yakıta göre %3 ila %1,5 daha yüksektir.
- Yenilenebilir malzemelerin kullanımı: FAS yapımında kullanılan ana malzemeler :
- Bitkiselyemeklik yağ
- Belediye atıkları
- Şekerler
- Biyokütle
- Odun atıkları
- Deniz Yosunu
FAS’ın dezavantajları
FAS‘ın ana dezavantajı fiyatıdır. Yukarıda da belirtildiği gibi, FAS işlevsel olmasına rağmen büyük ölçekte kullanılmamaktadır. Ürünün büyük ölçekte kullanılması, ölçek ekonomilerinden faydalanmasını ve geleneksel yakıtla rekabet edebilecek şekilde fiyatlandırılmasını sağlayacaktır. Ne yazık ki durum böyle değildir. SAF geleneksel parafinden daha pahalıdır, dolayısıyla yolcular için fiyat artışı söz konusu olacaktır. Havayolları marjlarını düşürmeyi kabul etmediği sürece, özellikle düşük maliyetli pazarda daha az rekabetçi olma riski çok büyüktür. FAS‘a en iyi uyum sağlayabilecek pazar özel jet pazarıdır. Bir özel jet tüketicisinin uçuşu için yüksek bir fiyat ödeme olasılığı, düşük maliyetli bir havayolu tüketicisine göre daha yüksektir.
FAS‘ın bir diğer büyük dezavantajı ise dağıtımıdır. Tüm havalimanlarına dağıtılmamaktadır. Ağırlıklı olarak Kuzey Amerika ve Avrupa havalimanlarında dağıtılmaktadır. Birçok büyük havalimanında FAS sistemi bulunmasına rağmen, FAS kullanımının henüz tüm büyük havayolları arasında popüler olmadığı göz önüne alındığında, havalimanlarında ve FBO‘larda kaçınılmaz olarak daha az sayıda bulunmaktadır. FAS sistemlerine sahip olmayan havalimanları ve FBO’lar tesislerini bunları dağıtacak şekilde dönüştürmek zorundadır. Dahası, SAF geleneksel yakıtla aynı şekilde depolanamaz. Tüm bu dezavantajlar için sihirli bir çözüm yoktur. Daha fazla havayolu şirketinin FAS ‘a geçmesi ve büyük ölçekli tüketimin önünü açması gerekiyor.
Sürdürülebilir kalkınmanın zorluklarını karşılamak için havacılık
Havacılıkta sürdürülebilir kalkınmanın temel zorluğu yakıt emisyonları olsa da, altyapı, uçak içi ekipman, pilotaj yöntemleri vb. için daha sürdürülebilir çözümler de mevcuttur.
Sürdürülebilir kalkınmanın zorluklarını karşılayan altyapılar
Havacılık sektörünün karbon ayak izi, trafiğin devam etmesine yardımcı olan altyapıyı ve genel olarak binaları da dikkate almaktadır.Örneğin, pistte yolcuların, valizlerin ve araç gerektiren diğer taşıma türlerinin taşınması için artık yeşil gaz veya elektrikle çalışan çok daha fazla araç kullanıyoruz. Ayrıca daha sürdürülebilir malzemelerden yapılmış, enerji açısından kendi kendine yeterli havalimanı altyapılarının ortaya çıktığını görüyoruz. Benzer şekilde, havalimanlarının çevresindeki flora ve faunayı korumak için programlar uygulanmaktadır. AEROAFFAIRES olarak yakın işbirliği içinde çalıştığımız ortağımız ecotree bu tür sürdürülebilir faaliyetler yürütmektedir.
Sürdürülebilir havacılıkta teknolojinin rolü
Eko-pilotlama aşırı emisyonlara karşı bir başka çözümdür. Bu teknoloji basit bir konsepte dayanmaktadır: bir uçağı uçurmanın daha az kirletici olmasını sağlamak. Bunu başarmak için eko-pilotlama, dış ortamdaki dalgalanmaları hesaplayan ve yakıt açısından daha verimli bir uçuş şekli tanımlayan bir teknoloji kullanır. Başka bir deyişle, uçağın bulunduğu ortamda manevra yapmak için daha az çaba sarf etmesini gerektirir.
Teknolojiyi içeren diğer gelişmeler arasında Alice, Voltaero ve FlyZero gibi hibrit elektrikli veya hidrojenle çalışan uçak projeleri yer almaktadır.
Daha az emisyon için daha az ağırlık
AEROAFFAIRES olarak özel jet uçuşları taleplerinize cevap vermek için 7/24 hizmetinizdeyiz. Daha fazla beklenti için, bir sonraki seyahatinizi şimdi ayırtın. Ekibimiz telefonla: 33144099182 veya e-posta ile: charter@aeroaffaires.com hizmetinizdedir. Özel uçuşunuz için fiyat tahmini almak içinçevrimiçi fiyat teklifi de talep edebilirsiniz.